6

SUNUM VE KONFERANS GECESİ

Kasım 3, 2015 10:37 am

 

Basın Yayın ve Gazeteciler Cemiyeti ve Yankı Dostları yağmurlu Ankara akşamını bereketlendirdiler.

136’ncısı düzenlenen Yankı Dostluk Platformu buluşmalarının dün geceki etkinliği Ankara’daki Genel Merkez’de yapıldı. Gecede, ‘Sabır ve İnsan’ başlıklı konusuyla Prof.Dr. Orhan Arslan ve ‘ Stres ve Öfke Yönetimi’ başlıklı konusuyla Ankara Üniversitesi Rektörlük Koordinatörü Prof.Dr. Kadirhan Sunguroğlu keyifli ve doyumsuz sunumlarıyla bizleri aydınlattılar.
Geceye İçişleri E. Bakanı Abdülkadir Aksu, Orman E. Bakanı Hasan Ekinci, Ankara Üniversitesi Rektörlük Koordinatörü Prof.Dr. Kadirhan Sunguroğlu, Prof. Dr. Orhan Arslan, Gazi Ün. Öğ. Üyesi Prof.Dr. Haydar Çakmak, Ank. Üniversitesi Diş Hek. Dekan Yrd. Prof. Dr. M. Ali Kılıçarslan, Prof.Dr. Hüsamettin Sargın, Prof. Dr. Metin Aslan, Prof. Dr. Mustafa Kara, Prof. Dr. Sedat Ünal, Ahi Evran Ün. Öğ. Ü. Doç.Dr. Kürşad Zorlu, Ank. 8. Ağ. C. Mah. Bşk. Hakim Bahattin Özbaş, 2. Ağ. C. Mah. Bşk. Hakim Musa Yeşil, 11. Ağ. C. Mah. Bşk. Hakim Tayyar Köksal, Hakim Orhan Yalmancı, Ank. C. Savcısı Halis Özmen, Bölge İdare Mah. İtiraz Hey. Bşk. Hakim Cengiz Aydemir, Ank. 3. As. C. Mah. Bşk. Abdullah Tanrıkulu, Hakim Üzeyir Termeli, Orman E. Genel Müdürü Mustafa Kurtulmuşlu, Eti Maden E. Genel Müdürü Orhan Yılmaz, B.Y. Gazeteciler Cemiyeti Gnl. Sekreter Mustafa Karapınar, Gnl. Bşk. Yrd. Ergin Erenoğlu, Gnl. Muh. Mehmet Taşan, İşadamı E. Bürokrat Mehmet Çiftçi, Sarıkoç Grup Yön. Kur. Bşk. Sinan Sarıkoç, Sarıkoç Grup Gnl. Md. Yusuf Sarıkoç, Sarıkoç Grup Yön. Kur Ü. Erhan Aydoğan ve Yankı Dergisi Hukuk Müşaviri Av. Erkan Aslım katıldı.
Gecenin açılış konuşmasını yapan Dostluk Platformu Bşk. ve Cemiyet Gnl. Bşk. Yavuz Kaya, Bizler; “Birlik ve beraberliğe en çok muhtaç olduğumuz bu günde” kelimelerini dinleyerek bu yaşlara geldik. Demek ki; Ankara dost olmayı beceremedi. Örnek olmayı başaramadı. Demek ki, Hep eksik kaldık. Ankara, dost olmak ve hizmette yarışmak yerine, kavgayı tercih edince, 92 yılda muasır medeniyete ulaşamadık ve payımızı alamadık.
Oysa; Zalim dünyamızı yaşanabilir kılan ve insanlığın en büyük ihtiyacı olan Yüce Duygunun adı, sevgi ve saygının da temeli olan Dostluktur. Yaşatılan Dostluklardır. Bizler bir Dostluk Platformuyuz ve Devletimizin Başkentinde Dostluğun temsilcileri olmaya gayret etmekteyiz. Bu Cennet vatanda, Dostluk adına bir nokta olabilmek, bizim hedefimiz ve mutluluk vesilemizdir. Bugün formatımıza bir zenginlik katmak istedik. İnanıyorum ki; geç bile kaldığımızı göreceğiz. Stres ve Öfke Yönetimi Konusunda Prof. Dr. Kadirhan Sunguroğlu ve Sabır ve İnsan Konusundaki sunumları için Prof. Dr. Orhan Arslan Hocalarımıza peşinen teşekkürlerimi arz ediyor, nice güzel günlerde beraber olabilmek dileğiyle, saygılar sunuyorum dedi.

 

** Gecede, ‘Sabır ve İnsan’ başlıklı konusuyla Prof.Dr. Orhan Arslan doyumsuz sohbeti ile bizleri bilgilendirdi. Arslan’ın sunumundan satırbaşları ise şöyle;
“Sabır, direnerek savaşmaktır. ‘Ne yapalım başa gelen çekilir’ diye bir durum söz konusu değildir. Sabır mevziiyi terk etmemek, bir adım geri atmamaktır. İnsan her hangi varlık değildir. İnsan irade sahibi, takva sahibidir ve sabır göstermesini bilendir. Sabır çalışmaktır, sabır yılmamaktır, sabır hakkını aslanlar gibi aramaktır. İnsanların dünyaya gelişinde mukaddes bir yük vardır. Nedir bu mukaddes yük? “Kur’an” dır. Kur’an hem mukaddes bir yük hem de bizlere bir lütuftur. Bu yükü taşırken rüzgar tersinden eserse ne olacak? Bırakın essin de, bize de sabır gösterebilecek bir durum ortaya çıksın ve mücadele edelim. O yoldan sapılmayacak. Kur’an da iki kelime hiç geçmez. Birisi ‘emeklilik’ diğeri ise ‘tatil’dir. Hiç emekli ya da tatile giden Peygamber gördünüz mü? Yani insan son nefesini verinceye kadar çalışmak zorundadır. İnsan kainattaki 15 milyon canlı arasından Allah’ın akıl ve ruh verdiği tek varlıktır. İnsan özeldir. Bu yüzden Allah bizden hesap soracaktır. Yani bize ‘oku’ diyorsa bunu bize soracaktır: “ Ey kulum okudun mu?” diye. Bu kadar nimeti veren Allah nimetin karşılığını da soracaktır.
İnsan hangi istek, hangi dava olursa olsun hiçbir şekilde vazgeçmemelidir. İstediği hemen şimdi olmasa bile, olana kadar ondan vazgeçmemeli yani sabretmelidir. Çünkü Allah var. Allah varsa korkma! Dolayısıyla sabır kararlılıktır. Korkmadan istemek, korkmadan direnmek, korkmadan beklemektir. Kılıcını her gün sabırla cilalamayan bir samuray, bir gün kılıcının kör olduğunu görecektir. Peygamber Efendimiz 13 yıl sabretti. 13 yıl sonunda etrafında çok az kişi vardı. Ama O’nun sabrı vardı. Yılmadı ve bir sene sonra cihan hükümdarı oldu. Dünyanın kahrına sabrederseniz ahiretin sefasını sürersiniz. Biz tek dünyalı değiliz. Biz fiyat esaslı değiliz biz değer esaslıyız. Rabbimiz bize diyor ki; ‘Siz bu dünyada görevinizi yapın ki; Ben’de size ahirette mükâfatınızı vereyim’.”
*** Ankara Ün. Rektörlük Koordinatörü Prof.Dr. Kadirhan Sunguroğlu’nun ‘Stres ve Öfke Yönetimi’ hakkında verdiği bilgiler ise hepimizin ihtiyaç duyduğu noktalara işaret etti.
Günlük hayatımızda, iş hayatımızda yaşadığımız stresin ve öfkenin nedenlerini ve bunlarla nasıl baş edebileceğimiz noktasında çok önemli bilgiler sunan Prof. Dr. Kadirhan Sunguroğlu’nun sunumundan satırbaşları ise şöyle;
“Kaygılıyım, stresliyim, öfkeliyim diyorsan öncelikle sakin ol. Stres, organizmanın kendi yaşamını ve çevreye uyumunu tehdit eden bir uyarıcıya karşı gösterdiği ve varoluşsal değeri olan bir “savaşma ya da kaçma” tepkisidir. Vücudun stres tepkisi bizi korumak ve desteklemek amacına dönüktür.
Stres, vücudu, zihni ve davranışı birçok şekilde etkiler. Stresin belirtileri kişiden kişiye değişmekle birlikte, hepsi fiziksel ve zihinsel sağlığınızı ve kişilerle ilişkinizi olumsuz etkileme potansiyeline sahiptir.
STRES İLE BAŞ ETME YÖNTEMLERİ
Zamanı iyi kullanma, sosyal destek, İletişim ve problem çözme becerileri. Olaylara bilim insanı gibi yaklaşabilme, duyguları paylaşma, duyguları uygun biçimde ifade edebilme, spor, yürüyüş, kas gevşetme, dengeli beslenme.
ÖFKE YÖNETİMİ
Öfke, istenmeyen sonuçlara ve karşılanmayan beklentilere verilen son derece doğal evrensel insani bir tepkidir. Öfke, uygun ifade edildiğinde sağlıklı bir duygudur.
Peki neden öfkeleniriz?
Engellenmiş hissettiğimizde, kendimizi ifade edemediğimizde, aç ve yorgun olduğumuzda, kendimizi çıkmazda hissettiğimizde, bizim için önemli olan şeylere saldırıldığında öfkeleniriz.
Öfkeyi üç yöntemle kontrol edebiliriz. Bunlar; fizyolojik yöntemler, düşünce düzeltme tekniği ve iletişim.
Fizyolojik yöntemlerde; derin derin nefes almak ve her nefeste kendinize ‘sakin ol!’ telkininde bulunmak, düşünce düzeltme yönteminde ise, en basit tarzıyla düşünme tarzınızı değiştirmektir. Kızgın insanlar düşüncelerinin bağırarak ifade edebilirler. Böyle durumda gerçekten çok abartılmış bir durum algılar ve onu yansıtırız. Bu tür düşünceleri fark edin ve yerine daha mantıklı olanları yerleştirin. İletişim yönteminde ise, öfkeli insanlar genellikle düşünmeden yargılama eğilimindedirler. Eğer çok elektrikli bir tartışma içine girdiyseniz, ilk yapacağınız şey; yavaşlamak ve kendinizi gözlemlemek olmalıdır. Aklınıza ilke gelen şeyi söylemeyin ve asıl söylemek istediğinizi düşünün. Karşınızdakini de anlamaya çalışın ve hemen cevap vermeyin. Sen dili yerine ben dili ifadeler kullanın.”

 

 

 

1 2 3 4 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 17+ 18 18+ 19+ 20 221 DSC_0971

DSC_1230+

Categorised in: Genel